Modern tıp hukukunda hastanın iradesi en belirleyici kuraldır. Bu kuralın bazı hukuki istisnaları olsa bile, tıp hukukunun her alanında bu kural geçerlidir. Özellikle yaşlı veya ağır hastalar, başta tıbbi sebepler olmak üzere çok etkenden dolayı her zaman farklı koşullara ve farklı sağlık durumları içindeki konumlarını ilişkin yapılabilecek veya yapılmaması arzulanan ya da yapılmasına devam edilmesi istenmeyen tıbbi müdahaleler konusunda isteklerini ifade imkânı bulamazlar. Tıp teknolojisindeki yeni gelişmeler ilaç, yöntem ve diğer teknik imkânların artışıyla yaşamının süresini uzatmakta iseler de, bu müdahalelerin aynı zamanda yaşam kalitesini kötüleştirdiği, hastanın mevcut durumunu sağlıklı olarak sürdürme imkânını kısıtladığı, hasta ve yakınlarını ümitsizce uzun yıllar belirsizlik durumu içinde bıraktığı, insan onuruna yakışır bir yaşamı sunmadığı da sıklıkla rastlanan bir gerçektir.
Bireyin genelde sağlık hakkı özelde yaşam ve vücut dokunulmazlığı hakkı ile insan onurunun dokunulmazlığı ve diğer temel haklar ve bunlara ilişkin hukuk kuralları, hastanın kendi geleceğini belirlemesi hakkına kanun koyucuların, tüm kişi ve kurumların azami dikkat etmelerini gerektirmektedir. Şüphesiz özellikle tedavisi olanaksız, çok ıstıraplı, başkasının bakımını zorunlu kılan ağır seyreden hastalıklarda, hastanın birçok hak ve özgürlüğü bakımından suiistimal risklerini de beraberinde getirmektedir. Bu kitaptaki açıklamalar, bu suiistimal riskini ortadan kaldırarak veya azami azaltarak, hastanın isteğinin olması gerektiği biçimde yaşama geçirilmesinin Alman hukukundaki kanuni yolunu göstermektedir.
Konu Başlıkları
Bakım Olanağı: Almanya'da Hasta Talimatı
Hasta Talimatı
Genel Olarak Yabancı Ülkelerdeki Düzenlemeler